Yasal düzenlemelerin bir gereklilik olduğunu ifade eden kripto para borsası Mamoru’nun Türkiye Ülke Müdürü Baran Yıldırım, regülasyonların uzun vadede ekosisteme yarar sağlayacağını söyledi…
Kripto paraların günlük yaşantıdaki popülerliği arttıkça regülasyon konusu da daha sık gündeme gelmeye başladı. Özellikle ABD’de stablecoinler’e ilişkin yasal düzenlemelerin gündeme gelmesi ve lisanslama sistemiyle para transferi kurallarını kapsayan MiCA’nın Avrupa Parlamentosu’nda kabul edilmesi piyasaların da gözünü regülasyon konusuna çevirdi. Mamoru Türkiye Ülke Müdürü Baran Yıldırım, yasal düzenlemelerin neden gerekli olduğuna ilişkin açıklamalarda bulundu.
Regülasyon neden gerekli?
“Kripto paralar geleneksel finanstan bağımsız olarak ayrı bir felsefeye, tanıma ve teknolojiye sahip. Dolayısıyla geleneksel finans için oluşturulmuş hukuki mevzuatın doğrudan kripto paraları da kapsamına alması mümkün olmuyor. Ancak ekosistem her ne kadar zamanla edindiği tecrübeler sonucunda kendi iç normlarını oluşturmaya başlasa da kamu otoritelerinin de artık sürece dahil olması gerekiyor. Çünkü gün geçtikçe insanların kripto paralara karşı tutumunun yumuşaması bu alandaki yatırımcı ve kullanıcıların da artmasına neden oluyor. Bugün yaşanan sorunlar yatırımcı sayısının hala zirve noktasına ulaşmamasından dolayı büyük sorunlara neden olmasa da ilerleyen dönemde artan yatırımcı sayısıyla birlikte en küçük sorun birden büyük etkiye sebep olabilir. Hal böyleyken devletlerin regülasyon çalışmalarına destek olmak uzun vadede kripto para ekosistemine de yarar sağlıyor.
Öte yandan son dönemde kripto para ekosisteminin iç dinamiklerinden kaynaklı olumsuz olayların yaşandığını gördük. Bu noktada özellikle kamunun sürece dahil olması yatırımcıların korunmasına destek olarak piyasaların sürdürülebilirliğine katkı sağlayacaktır.
Mamoru regülasyona nasıl bakıyor?
Mamoru olarak regülasyonlara olan bakış açımız oldukça net. Kripto paralar yaygınlaştıkça ekosistemdeki düzenleme ihtiyacı da artıyor. Dolayısıyla sektörde daha fazla olumsuzluk yaşanmadan bu ihtiyacın karşılanması gerekiyor. Biz de bu noktada ekosistemdeki tüm paydaşların görüşleri dikkate alınarak gerekli düzenlemelerin yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Regülasyonlar her ne kadar kripto paraların felsefesine aykırı olarak kabul edilse de özellikle piyasaların sağlam bir temele oturtulması için en azından bir çerçevenin oluşturulması gerekiyor.
Öte yandan geçtiğimiz sene dünyadaki regülasyon eksikliği sebebiyle kripto para piyasalarında olumsuz olaylar yaşandı. Regülasyon olsaydı bu olaylar yaşanır mıydı veya nasıl yaşanırdı? Bu soruların üzerine biraz düşünülmeli. Tabi diğer taraftan regülasyon açısından mutlak bir doğrunun olmaması da bir zorluk olarak karşımıza çıkıyor. Çünkü kripto paraların sahip olduğu dağınık yapı net bir hüküm koymaya olanak tanımıyor. Dolayısıyla regülasyon çalışmalarında herkes tarafından kabul edilebilecek bir bakış açısı geliştirmek ve farklı ülkelerin, kurumların bu bakış açısına uyumunu sağlamak biraz güç. Fakat burada başta ABD gibi büyük ekonomiye sahip ülkelerin atacağı adımları takip etmekte fayda var. Halihazırda da zaten ABD’deki stablecoinler ile ilgili planlanan düzenlemeyle Avrupa Birliği’ndeki MiCa düzenlemesi gündemin üst sıralarında yer alıyor. Tabi bu gelişmeler bize aynı zamanda dünyadaki kripto regülasyonlarının şekillenmeye başladığını ifade ediyor. Ancak burada diğer ülkelerin bu adımları nasıl izleyeceği büyük önem taşıyor.
Geleneksel finanstan hazırız mesajı
Son dönemde geleneksel finansın blockchain teknolojilerine ve kripto paralara olan ilgisi artmış durumda. Haliyle kripto paralarla ilgili gelebilecek yasal düzenlemeler de geleneksel finans tarafından yakından takip ediliyor. Özellikle bankacılık sektöründeki yöneticilerden de Türkiye’deki finans sektörünün regülasyonlara hazır olduğuna ve sektörün olası yasal düzenlemelere uyum sağlayabilme konusunda yeterli altyapıya sahip olduğunu vurgulayan açıklamalar geldiğini görüyoruz. Dolayısıyla Türkiye’de getirilecek yasal düzenlemelerin işleyişte büyük problemlere yol açmama ihtimalinin oldukça yüksek olduğunu söyleyebiliriz.”